Euro Bölgesi PMI, Euro Bölgesi ekonomisinin daraldığına işaret ediyor
Ağustos PMI, Euro Bölgesi ekonomisinin henüz değilse hızlı bir şekilde resesyona doğru gittiğini gösteriyor. Bu arada, zayıf talep enflasyonist …
Ağustos PMI, Euro Bölgesi ekonomisinin henüz değilse hızlı bir şekilde resesyona doğru gittiğini gösteriyor. Bu arada, zayıf talep enflasyonist baskının bir miktar azalmasına yol açıyor, ancak soru, yükselen enerji maliyetlerinin önümüzdeki aylarda bunu nasıl etkileyeceği.
Bileşik PMI 49,9’dan 49,2’ye geriledi. 50’nin altındaki herhangi sayı düşen ticari faaliyete işaret ediyor, bu nedenle anket üçüncü çeyrekte başlayan bir daralmaya demek. Çok sürprizli bir durum değil.
İmalat üretimi PMI Ağustos ayında biraz yükseldi ancak 46,5 seviyesinde daralma bölgesinde derin seyretti. Yeni siparişler düşmeye devam ediyor ve envanter birikimi çok güçlü, bu da Euro Bölgesi ekonomisinin şu anda yaşadığı talep sıkışıklığını yansıtıyor.
Hizmet sektörü PMI, Ağustos ayında hızla düşerek 50,2 seviyesindeki faaliyette durgunluğa işaret eden bir seviyeye indi. Pandemi sonrası tüketicilerin hizmetlere yaptığı harcamalardaki toparlanmanın hızla azalmasıyla hizmet sektörüne olan talep de zayıfladı.
İyi haber enflasyon tarafında. Yüksek maliyetler talebin zayıflamasında önemli bir rol oynamaya devam ederken, enflasyonun hızı üreticiler arasında ve hizmet sektöründe azalıyor gibi görünüyor. Zayıf talep ve azalan girdi fiyatları, satış fiyatı enflasyonunun biraz ılımlılaşmasına yardımcı oluyor, ancak soru, doğal gaz fiyatlarının tekrar yeni rekorlara ulaştığı şu anda bunun devam edip edemeyeceği.
Önümüzdeki aylarda, Euro Bölgesinde ekonomik zayıflık devam edecek. Satın alma güçlükleri Euro Bölgesi’ni bir resesyona taşıyacak. ECB için bu, para politikası kararlarını önemli ölçüde karmaşıklaştırıyor, ancak Eylül ayında hala 50 baz puanlık bir faiz artışı masada. Ardından ise ECB’nin hızla soğuyan ekonomi eşliğinde faiz artışlarını duraklatması kaçınılmaz görünüyor.
Zaten dolara karşı euronun 20 sene ardından paritenin altına inmesi de iki bölge ekonomisindeki aktivite ve iki büyük merkez bankalarının faiz artırım yolu farklarından kaynaklanıyor.
